
Otomatik Düşünce – Duygu – Davranış Kayıtları
Eylül 2, 2024
Travmatik Olay Nedir
Eylül 4, 2024
Otomatik Düşünce – Duygu – Davranış Kayıtları
Eylül 2, 2024
Travmatik Olay Nedir
Eylül 4, 2024
Üzülmek İstemiyorum
Terapi hedefini belirlemek üzere danışanlarımıza “bugün yaptığınız neyi yaparsanız ya da neyi yapmayı bırakırsanız terapiden fayda gördüğünüzü söylersiniz?” sorusunu sorarız. Bu soruya “herşeye üzülmek istemiyorum” ya da “herseyi kafaya takmak istemiyorum” cevaplarını almamız nadir değildir. Bu yanıt bu kişinin belli bir şekilde düşünmek ya da hissetmek istememesine işaret eder; danışanımıza üzülmemek ya da kafaya takmamak için bugüne kadar neler denediğini, bu denediklerinin hissetmenin ya da düşünmenin acısına çözüm olup olmadığını ve bu davranışlarının maliyetinin ne olduğunu sorarız. Dikkat dağıtma, vazgeçme, başka şekilde düşünmeye çalışma ya da hissetmeye çalışma, madde kullanımı, kendine zarar verme gibi yöntemler kişinin başvurduğu, ancak çoğunlukla üzülmek ya da kafaya takmanın acısını geçirmek bir tarafa bu belirtileri daha da kötüleştiren ve sonuçta kişinin ciddi bir bedel ödemesi ile sonuçlanan davranış paternleridir.
Diğer taraftan kişinin üzüldüğü ya da kafasına taktığı içeriklere baktığımızda kişinin hayatında sorun yaşadığı ve aynı zamanda önem verdiği bazı alanları duymuş oluruz; “romantik ilişkimdeki sorunlara kafayı takmak istemiyorum, iş yerinde yaşanan adaletsizliğe üzülmek istemiyorum” gibi. Bu durumda şu sorularla baş başa kalırız, bir şeyi hem önemseyip hem de onunla ilgili sorunları kafaya takmamak ya da yolunda gitmeyen şeylere üzülmemek mümkün müdür?
Romantik ilişkide yakınlık, bağ kurmak ve uyum sizin için önemliyse, yaşamak istediğiniz ilişkinin bu tarz niteliklerden uzaklaştığını görmek sizi üzer, değerlerinizden uzaklaşmak yaşadığınız hayattan uzaklaşmak anlamına gelir. Adalet kavramı yaşamınızı sürdürürken sizin için bir pusula niteliği taşıyorsa iş yerinizdeki adaletsizlikler ve buna ilişkin düşünceler zihninizi meşgul edecektir.

Üzülmek İstemiyorum
Terapi hedefini belirlemek üzere danışanlarımıza “bugün yaptığınız neyi yaparsanız ya da neyi yapmayı bırakırsanız terapiden fayda gördüğünüzü söylersiniz?” sorusunu sorarız. Bu soruya “herşeye üzülmek istemiyorum” ya da “herseyi kafaya takmak istemiyorum” cevaplarını almamız nadir değildir. Bu yanıt bu kişinin belli bir şekilde düşünmek ya da hissetmek istememesine işaret eder; danışanımıza üzülmemek ya da kafaya takmamak için bugüne kadar neler denediğini, bu denediklerinin hissetmenin ya da düşünmenin acısına çözüm olup olmadığını ve bu davranışlarının maliyetinin ne olduğunu sorarız. Dikkat dağıtma, vazgeçme, başka şekilde düşünmeye çalışma ya da hissetmeye çalışma, madde kullanımı, kendine zarar verme gibi yöntemler kişinin başvurduğu, ancak çoğunlukla üzülmek ya da kafaya takmanın acısını geçirmek bir tarafa bu belirtileri daha da kötüleştiren ve sonuçta kişinin ciddi bir bedel ödemesi ile sonuçlanan davranış paternleridir.
Diğer taraftan kişinin üzüldüğü ya da kafasına taktığı içeriklere baktığımızda kişinin hayatında sorun yaşadığı ve aynı zamanda önem verdiği bazı alanları duymuş oluruz; “romantik ilişkimdeki sorunlara kafayı takmak istemiyorum, iş yerinde yaşanan adaletsizliğe üzülmek istemiyorum” gibi. Bu durumda şu sorularla baş başa kalırız, bir şeyi hem önemseyip hem de onunla ilgili sorunları kafaya takmamak ya da yolunda gitmeyen şeylere üzülmemek mümkün müdür?
Romantik ilişkide yakınlık, bağ kurmak ve uyum sizin için önemliyse, yaşamak istediğiniz ilişkinin bu tarz niteliklerden uzaklaştığını görmek sizi üzer, değerlerinizden uzaklaşmak yaşadığınız hayattan uzaklaşmak anlamına gelir. Adalet kavramı yaşamınızı sürdürürken sizin için bir pusula niteliği taşıyorsa iş yerinizdeki adaletsizlikler ve buna ilişkin düşünceler zihninizi meşgul edecektir.