Travmatik Olay Nedir
Eylül 4, 2024
Distimi veya Distimik Bozukluk Nedir?
Eylül 6, 2024
Travmatik Olay Nedir
Eylül 4, 2024
Distimi veya Distimik Bozukluk Nedir?
Eylül 6, 2024
 
 

Trafik Kazası Travmasını Nasıl Atlatacağım?

“Kaza esnasında çok korktum, hayatımın o esnada bitebileceğine dair düşünceler geçti aklımdan. Bir süre tedavi gördükten sonra fiziksel sağlığıma kavuştum ancak şu an halen kazaya dair bir takım görüntüler geliyor gözümün önüne, aklıma da ölmenin bu kadar kolay olduğuna dair düşünceler geliyor. Kazadan sonra bir daha arabaya binmek istemedim, hastane çıkışı eşimin tecrübeli bir şoför olduğu konusunda kendimi telkin ederek zorlukla bindim arabaya. Gün içinde “ya ölseydim, çocuklarıma ne olurdu” diye düşünmekten başka hiç bir şeye odaklanamıyorum. Böyle düşünmek ya da böyle hissetmek istemiyorum. Artık işime ve günlük düzenime dönmem gerekiyor, mesela çocukları okula ben bırakmalıyım sabahları arabayla. Ama sürücü koltuğuna tekrar oturmayı zihnimde canlandırdığımda bile kalp atışlarım hızlanıyor, ağzım kuruyor, ellerim titriyor. Etrafımdakiler beni desteklemeye, bir şey olmayacağı konusunda bana güvence vermeye çalışıyorlar ama ya tekrar kaza geçirirsem?”

Danışanlarımızın sıklıkla sorduğu sorular arasında “trafik kazası travmasını nasıl atlatacağım” yer alıyor. Yukarıdaki örnekte kişinin yaşadığı olayın kişinin yaşam bütünlüğüne yönelik bir tehdit içermesi sebebiyle ortaya çıkardığı dehşet duygusunun, aklından geçen hayatını kaybedebileceğine dair düşüncelerinin yaşadığı olayla uyumlu olduğunu biliyoruz. Olay sonrasında kişinin zihni “çocuklar bensiz ne yapardı” gibi yeni bağlamlar kurmaya devam ediyor, kişinin bu düşünceler ile meşguliyeti çok yoğun ve bu meşguliyet hayatının odak noktası haline geliyor. Kişinin hayatının tıkanmasının en önemli yordayıcısı ise düşünceleri ve duyguları ile ilişkisi. Bu ve benzer örneklerde bilmemiz gereken en önemli şey düşüncelerimizin ya da duygularımızın bize zarar veremeyeceği, ancak onlarla ne yaptığımızın hayatımızı nasıl yaşayacağımızı belirlediği. Kişinin duygu ve düşünceleri ile ilişkisi tam bir teslimiyet ya da bunlarla mücadele şeklinde görülebiliyor, her ikisinin de kabulden ve olanı olduğu gibi deneyimlemek, düşünmek ve hissetmekten uzak olduğunu, terapi seanslarında yaptığımız şeyin ise temelde deneyimimize ve kendimize yakınlaşmak olduğunu söyleyebiliriz.

Trafik Kazası Travmasını Nasıl Atlatacağım?

“Kaza esnasında çok korktum, hayatımın o esnada bitebileceğine dair düşünceler geçti aklımdan. Bir süre tedavi gördükten sonra fiziksel sağlığıma kavuştum ancak şu an halen kazaya dair bir takım görüntüler geliyor gözümün önüne, aklıma da ölmenin bu kadar kolay olduğuna dair düşünceler geliyor. Kazadan sonra bir daha arabaya binmek istemedim, hastane çıkışı eşimin tecrübeli bir şoför olduğu konusunda kendimi telkin ederek zorlukla bindim arabaya. Gün içinde “ya ölseydim, çocuklarıma ne olurdu” diye düşünmekten başka hiç bir şeye odaklanamıyorum. Böyle düşünmek ya da böyle hissetmek istemiyorum. Artık işime ve günlük düzenime dönmem gerekiyor, mesela çocukları okula ben bırakmalıyım sabahları arabayla. Ama sürücü koltuğuna tekrar oturmayı zihnimde canlandırdığımda bile kalp atışlarım hızlanıyor, ağzım kuruyor, ellerim titriyor. Etrafımdakiler beni desteklemeye, bir şey olmayacağı konusunda bana güvence vermeye çalışıyorlar ama ya tekrar kaza geçirirsem?”

Danışanlarımızın sıklıkla sorduğu sorular arasında “trafik kazası travmasını nasıl atlatacağım” yer alıyor. Yukarıdaki örnekte kişinin yaşadığı olayın kişinin yaşam bütünlüğüne yönelik bir tehdit içermesi sebebiyle ortaya çıkardığı dehşet duygusunun, aklından geçen hayatını kaybedebileceğine dair düşüncelerinin yaşadığı olayla uyumlu olduğunu biliyoruz. Olay sonrasında kişinin zihni “çocuklar bensiz ne yapardı” gibi yeni bağlamlar kurmaya devam ediyor, kişinin bu düşünceler ile meşguliyeti çok yoğun ve bu meşguliyet hayatının odak noktası haline geliyor. Kişinin hayatının tıkanmasının en önemli yordayıcısı ise düşünceleri ve duyguları ile ilişkisi. Bu ve benzer örneklerde bilmemiz gereken en önemli şey düşüncelerimizin ya da duygularımızın bize zarar veremeyeceği, ancak onlarla ne yaptığımızın hayatımızı nasıl yaşayacağımızı belirlediği. Kişinin duygu ve düşünceleri ile ilişkisi tam bir teslimiyet ya da bunlarla mücadele şeklinde görülebiliyor, her ikisinin de kabulden ve olanı olduğu gibi deneyimlemek, düşünmek ve hissetmekten uzak olduğunu, terapi seanslarında yaptığımız şeyin ise temelde deneyimimize ve kendimize yakınlaşmak olduğunu söyleyebiliriz.

× Bize yazın!