Kabul ve Kararlılık Terapisi
Ağustos 18, 2024
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Ağustos 18, 2024
Kabul ve Kararlılık Terapisi
Ağustos 18, 2024
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Ağustos 18, 2024
 
 

Kaygı ve Panik Atak Halinde Bedenimde Neler Oluyor?

Kaygı denilen duyguyu yaşamayanımız yoktur, bazen bir sınav öncesinde, gece geç bir saatte kapı çalındığında, gürültülü bir sese uyandığımızda ya da buna benzer başka durumlarda yoğun bir şekilde kaygı hissedebiliriz.

Klinik Psikolog Merve Nur Şahin

kaygı, anksiyete, panik atak, korku bilişsel davranışçı terapi

Kaygı olağan bir duygudur.

Kaygı denilen duyguyu yaşamayanımız yoktur, bazen bir sınav öncesinde, gece geç bir saatte kapı çalındığında, gürültülü bir sese uyandığımızda ya da buna benzer başka durumlarda yoğun bir şekilde kaygı hissedebiliriz.

Tehdit veya tehlike karşısında kaygı ortaya çıkar.

Kaygı tehdit veya tehlikeye karşı bir tepkidir. Bilimsel olarak kısa dönemli anksiyete tepkisine kaç-savaş-don tepkisi adı verilir. Böyle adlandırılır çünkü kaygıda ortaya çıkan bütün psikolojik ve bedensel değişiklikler tehlikeyle ya savaşmaya ya da tehlikeden kaçmaya dönüktürler. Donma tepkisinin de tehlikenin olası etkilerini azaltıcı işlevi söz konusudur.

Kaygı bizi hayatta tutar.

Kaygının temel amacı organizmayı korumaktır. İnsanoğlunun ortaya çıktığı ve yaşadığı tehlikelerle dolu ilkel ortamda insan bir tehlikeyle karşı karşıya geldiğinde hemen kaçma ya da savaşma tepkisini oluşturan otomatik bir mekanizmanın organizmada hakimiyeti ele alması hayatta kalmak için son derece önemliydi.

Modern dünyada da kaygı bizi hayatta tutar.

 Günümüz dünyasında bile bu gerekli bir mekanizmadır. Yolda karşıdan karşıya geçerken üzerinize doğru korna çalarak bir aracın gelmekte olduğunu düşünün. Eğer hiçbir korku duymuyorsanız büyük olasılıkla ezilirsiniz. Ama bedenimizde bulunan alarm sistemi olan anksiyete sayesinde kaçma-savaşma tepkiniz hakimiyeti ele alacak ve sizin daha güvenli bir yere koşmanızı sağlayacaktır.

Kaç – Savaş – Don

Kaç – savaş – don tepkisinin (kaygının) temel amacı vücudumuzu hızlı bir şekilde harekete geçmeye hazırlamak ve vücudu korumaya dönük olduğu unutulmamalıdır.

Kişi belli bir tehlike algıladığında ya da öngördüğünde beyin sinir sisteminin otonom sinir sistemi denilen kısmına mesaj yollar. Otonom sinir sistemi, sempatik sinir sistemi ve parasempatik sinir sistemi denilen iki alt bölümden oluşur. Sempatik sistem “savaş veya kaç”tır. Parasempatik sistem ise “dinlen ve sindir”dir.

Sempati Sinir Sistemi – 1

Tehlikeli bir durumda sempatik sistem devreye girer, vücudu alarm haline sokar ve kendini korumaya aldırır. Bu, gerçek bir tehlike karşısında bizi hayatta tutan yegane durumdur. Sempatik sinir sistemi hep ya da hiç ilkesine göre çalışır. Yani aktif hale geçtiğinde ya bütün belirtiler hissedilir ya da hiç bir belirti hissedilmez. Bu durum neden panik atakta sadece bir-iki belirti değil bir çok belirti yaşandığını açıklar. 

Sempati Sinir Sistemi – 2

Sempatik sinir sistemi esas olarak adrenerjik lifleri içeren ve salgıyı baskılayan, düz kasların tonunu ve kasılabilirliğini azaltan ve kalp atış hızını artıran otonom sinir sisteminin bir kısmıdır. Bu anlamda vücudun “savaş ya da kaç” tepkisini kontrol etmektir, bu nedenle anksiyete tepkisi başladıktan sonra bir süre artarak devam eder.

Parasempatik Sinir Sistemi

Parasempatik sinir sisteminin (ki genel olarak sempatik sinir sisteminin etkisinin tam tersi etkiye sahiptir) aktif hale geçmesi ve tekrar gevşeme duygusunu oluşturmasıdır. Vücudun eninde sonunda mutlaka bu kaçma-savaşma tepkisini yeterli görerek parasempatik sinir sistemini harekete geçirerek rahatlama duygusunun ortaya çıkacağını bilmeniz çok önemlidir. Başka bir deyişle anksiyete sonsuza dek sürmez veya giderek artan bir tarzda kişiye zarara verebilecek bir seviyeye yükselmez.

Kaygı Bir Süre Devam Eder

Bu nedenle tehlike geçse bile kendinizi endişeli ve heyecanlı hissedebilirsiniz. Organizmanın kaçma savaşma tepkisini bir süre daha devam ettirmesi tekrar ortaya çıkan tehlikeye hazır olmayı sağlaması açısından gereklidir. Bunun kesinlikle doğal ve zararsız bir durum olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

Kalp çarpıntısı ve kan dolaşımı

Şiddetli kaygı veya panik durumunda kalp “deli gibi” atar. Kalpteki bu aktivite artışına ek olarak aynı zamanda kan akımında da değişiklikler olur. Temel olarak kan ihtiyacın azaldığı bölgelerden (kan damarlarının büzülmesiyle) daha çok ihtiyaç duyulan bölgelere (kan damarlarının genişlemesiyle) aktarılır. Örneğin kan ciltten, parmaklardan ayaktan çekilir. Bu durumun özel bir yararı daha vardır çünkü organizma bir saldırıya uğrarsa ya da bir yeri kesilirse kanamadan ölme riski azaltılmış olur.

Soluk ve soğuk cilt, uyuşma karıncalanma ve kaslar

Bu nedenle anksiyete esnasında cilt solar, soğuklaşır ve el ve ayak parmakları soğur ve bazen uyuşma ve karıncalanma olur. Buna ek olarak kan vücudu harekete hazırlamak maksadıyla hareketleri sağlayacak olan baldır, kol kasları gibi büyük kaslara yönlendirilir. Kaçma savaşma tepkisi esnasında solunum hızında ve derinliğinde artış olur.

Nefes nefese kalma, göğüste ağrı ve boğulma hissi

Kaçma savaşma tepkisi esnasında solunum hızında ve derinliğinde artış olur. Harekete hazırlanması nedeniyle dokuların daha fazla oksijene ihtiyacı olduğundan organizmanın savunması açısından bu çok önem taşır. Yalnız bu artmış solunum nedeniyle nefes darlığı, soluk kesilmesi, boğulma duyguları hatta göğüste ağrılar ve daralma belirtileri hissedilir.

Nefes nefese kalma, göğüste ağrı ve boğulma hissi

Kaçma savaşma tepkisi esnasında solunum hızında ve derinliğinde artış olur. Harekete hazırlanması nedeniyle dokuların daha fazla oksijene ihtiyacı olduğundan organizmanın savunması açısından bu çok önem taşır. Yalnız bu artmış solunum nedeniyle nefes darlığı, soluk kesilmesi, boğulma duyguları hatta göğüste ağrılar ve daralma belirtileri hissedilir.

Baş dönmesi, görme bulanıklığı, sersemlik, ateş basması

En önemlisi kişi o anda hareket halinde değilse bu artan solunum hızının en önemli yan etkisi beyne giden kan miktarında azalma olmasıdır. Herhangi bir tehlikesi olmayan bu durum sadece az miktarda ve önemsiz bir kan akımı azalmasıyla ortaya çıkmasına rağmen kişiyi rahatsız eden (ama zararı olmayan) baş dönmesi, görme bulanıklığı, sersemlik, ortamdan kopma hissi, ve ateş basması gibi rahatsızlık verici bir takım belirtilere yol açar.

Terleme

Kaçma savaşma tepkisinin ortaya çıkması terlememize sebep olur. Terleme cildi daha kaygan hale getirerek saldırgan tarafından kişinin tutulmasını zor hale getirir. Ayrıca terleme kaçma ve savaşma durumunda vücut ısısını da soğutur.

Görme bulanıklığı ve beyaz lekeler

Sempatik sinir sisteminin harekete geçmesi ile gözbebekleri daha çok ışık alabilmek için büyür. Bu görme bulanıklığına neden olur ve beyaz lekeler görülebilir. 

Ağrı ve gerginlik

Ayrıca,  kaçma ve savaşmaya hazırlanmak için vücudun bir çok kas grubunda kasılma olur bu da genel olarak gerginlik hissedilmesine çeşitli yerlerin ağrımasına ve titremesine yol açar.

Dikkatteki Değişiklikler

Kaçma savaşma tepkisinin bir numaralı etkisi organizmayı olası tehlikelere karşı uyanık hale geçirmektir. Bu nedenle ortamdaki tehlike kaynaklarını fark etmeye dönük ani ve otomatik bir dikkat kayması görülür. Kişi kaygılıyken gündelik işlere odaklanabilmesi zorlaşır. Kaygılı kişiler sıklıkla gündelik işlerine yoğunlaşamadıklarından ve unutkanlık yaşamaktan yakınırlar. Kaygı yaşayan insanlarda bazen açık bir tehdit kaynağı bulunamayabilir.

Kalp Krizi Korkusu – 1

Birçok insan kaçma savaşma tepkisinin/panik halinin ortaya çıkardığı bazı belirtileri kalp krizi geçirdikleri şeklinde yorumlayabilirler. Bunun en önemli nedenlerinden biri kişinin gerçek bir kalp krizinin nasıl olduğunu bilmemesidir.  Kalp hastalıkları ile ilgili gerçekleri ele alarak bunun panik ataktan nasıl farklılaştığını inceleyelim.

Kalp Krizi Korkusu – 2

Kalp hastalıklarının ana belirtisi nefes darlığı ve göğüs ağrısı ve zaman zaman gelen çarpıntılar ve baygınlıktır. Kalp hastalığında ortaya çıkabilen bu belirtiler genellikle doğrudan eforla bağlantılıdır. Yani ne kadar fazla hareket ederseniz belirtiler o kadar fazla çıkar ne kadar az hareket ederseniz o kadar az görülürler. Belirtiler kişinin dinlenmesiyle birlikte azalır ve ortadan kalkar. Bu durum panik ataktan oldukça farklıdır çünkü panik atakta belirtiler genellikle kişi dinlenirken ve yalnızken gelir. 

Kalp Krizi Korkusu – 3

 En önemlisi kalp hastalıklarında elektrokardiyografi (EKG) çekiminde  hemen her zaman değişiklikler gözlemlenirken panik atak sırasında çekilen EKG de görülebilen tek değişiklik kalp atışındaki artıştır. Eğer doktora muayene olup gerekli tetkikleri yaptırdıysanız ve doktorunuz size kalbinizde bir rahatsızlığınız olmadığını söylüyorsa herhangi bir rahatsızlığınızın olmadığından emin olabilirsiniz. Ve bu durum başa çıkmakta zorlandığınız ve günlük hayatınızı sekteye uğratan bir durum haline geldiyse bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Kaynakça

Barlow, David. (2021). Clinical Handbook of Psychological Disorders.

Bhandari, S. (2024). What Happens During a Panic Attack?. WebMD

Türkçapar, Hakan.(2018). Anksiyete ve Panik.

Kaygı ve Panik Atak Halinde Bedenimde Neler Oluyor?

Kaygı denilen duyguyu yaşamayanımız yoktur, bazen bir sınav öncesinde, gece geç bir saatte kapı çalındığında, gürültülü bir sese uyandığımızda ya da buna benzer başka durumlarda yoğun bir şekilde kaygı hissedebiliriz.

Klinik Psikolog Merve Nur Şahin

kaygı, anksiyete, panik atak, korku bilişsel davranışçı terapi

Kaygı olağan bir duygudur.

Kaygı denilen duyguyu yaşamayanımız yoktur, bazen bir sınav öncesinde, gece geç bir saatte kapı çalındığında, gürültülü bir sese uyandığımızda ya da buna benzer başka durumlarda yoğun bir şekilde kaygı hissedebiliriz.

Tehdit veya tehlike karşısında kaygı ortaya çıkar.

Kaygı tehdit veya tehlikeye karşı bir tepkidir. Bilimsel olarak kısa dönemli anksiyete tepkisine kaç-savaş-don tepkisi adı verilir. Böyle adlandırılır çünkü kaygıda ortaya çıkan bütün psikolojik ve bedensel değişiklikler tehlikeyle ya savaşmaya ya da tehlikeden kaçmaya dönüktürler. Donma tepkisinin de tehlikenin olası etkilerini azaltıcı işlevi söz konusudur.

Kaygı bizi hayatta tutar.

Kaygının temel amacı organizmayı korumaktır. İnsanoğlunun ortaya çıktığı ve yaşadığı tehlikelerle dolu ilkel ortamda insan bir tehlikeyle karşı karşıya geldiğinde hemen kaçma ya da savaşma tepkisini oluşturan otomatik bir mekanizmanın organizmada hakimiyeti ele alması hayatta kalmak için son derece önemliydi.

Modern dünyada da kaygı bizi hayatta tutar.

 Günümüz dünyasında bile bu gerekli bir mekanizmadır. Yolda karşıdan karşıya geçerken üzerinize doğru korna çalarak bir aracın gelmekte olduğunu düşünün. Eğer hiçbir korku duymuyorsanız büyük olasılıkla ezilirsiniz. Ama bedenimizde bulunan alarm sistemi olan anksiyete sayesinde kaçma-savaşma tepkiniz hakimiyeti ele alacak ve sizin daha güvenli bir yere koşmanızı sağlayacaktır.

Kaç – Savaş – Don

Kaç – savaş – don tepkisinin (kaygının) temel amacı vücudumuzu hızlı bir şekilde harekete geçmeye hazırlamak ve vücudu korumaya dönük olduğu unutulmamalıdır.

Kişi belli bir tehlike algıladığında ya da öngördüğünde beyin sinir sisteminin otonom sinir sistemi denilen kısmına mesaj yollar. Otonom sinir sistemi, sempatik sinir sistemi ve parasempatik sinir sistemi denilen iki alt bölümden oluşur. Sempatik sistem “savaş veya kaç”tır. Parasempatik sistem ise “dinlen ve sindir”dir.

Sempati Sinir Sistemi – 1

Tehlikeli bir durumda sempatik sistem devreye girer, vücudu alarm haline sokar ve kendini korumaya aldırır. Bu, gerçek bir tehlike karşısında bizi hayatta tutan yegane durumdur. Sempatik sinir sistemi hep ya da hiç ilkesine göre çalışır. Yani aktif hale geçtiğinde ya bütün belirtiler hissedilir ya da hiç bir belirti hissedilmez. Bu durum neden panik atakta sadece bir-iki belirti değil bir çok belirti yaşandığını açıklar. 

Sempati Sinir Sistemi – 2

Sempatik sinir sistemi esas olarak adrenerjik lifleri içeren ve salgıyı baskılayan, düz kasların tonunu ve kasılabilirliğini azaltan ve kalp atış hızını artıran otonom sinir sisteminin bir kısmıdır. Bu anlamda vücudun “savaş ya da kaç” tepkisini kontrol etmektir, bu nedenle anksiyete tepkisi başladıktan sonra bir süre artarak devam eder.

Parasempatik Sinir Sistemi

Parasempatik sinir sisteminin (ki genel olarak sempatik sinir sisteminin etkisinin tam tersi etkiye sahiptir) aktif hale geçmesi ve tekrar gevşeme duygusunu oluşturmasıdır. Vücudun eninde sonunda mutlaka bu kaçma-savaşma tepkisini yeterli görerek parasempatik sinir sistemini harekete geçirerek rahatlama duygusunun ortaya çıkacağını bilmeniz çok önemlidir. Başka bir deyişle anksiyete sonsuza dek sürmez veya giderek artan bir tarzda kişiye zarara verebilecek bir seviyeye yükselmez.

Kaygı Bir Süre Devam Eder

Bu nedenle tehlike geçse bile kendinizi endişeli ve heyecanlı hissedebilirsiniz. Organizmanın kaçma savaşma tepkisini bir süre daha devam ettirmesi tekrar ortaya çıkan tehlikeye hazır olmayı sağlaması açısından gereklidir. Bunun kesinlikle doğal ve zararsız bir durum olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

Kalp çarpıntısı ve kan dolaşımı

Şiddetli kaygı veya panik durumunda kalp “deli gibi” atar. Kalpteki bu aktivite artışına ek olarak aynı zamanda kan akımında da değişiklikler olur. Temel olarak kan ihtiyacın azaldığı bölgelerden (kan damarlarının büzülmesiyle) daha çok ihtiyaç duyulan bölgelere (kan damarlarının genişlemesiyle) aktarılır. Örneğin kan ciltten, parmaklardan ayaktan çekilir. Bu durumun özel bir yararı daha vardır çünkü organizma bir saldırıya uğrarsa ya da bir yeri kesilirse kanamadan ölme riski azaltılmış olur.

Soluk ve soğuk cilt, uyuşma karıncalanma ve kaslar

Bu nedenle anksiyete esnasında cilt solar, soğuklaşır ve el ve ayak parmakları soğur ve bazen uyuşma ve karıncalanma olur. Buna ek olarak kan vücudu harekete hazırlamak maksadıyla hareketleri sağlayacak olan baldır, kol kasları gibi büyük kaslara yönlendirilir. Kaçma savaşma tepkisi esnasında solunum hızında ve derinliğinde artış olur.

Nefes nefese kalma, göğüste ağrı ve boğulma hissi

Kaçma savaşma tepkisi esnasında solunum hızında ve derinliğinde artış olur. Harekete hazırlanması nedeniyle dokuların daha fazla oksijene ihtiyacı olduğundan organizmanın savunması açısından bu çok önem taşır. Yalnız bu artmış solunum nedeniyle nefes darlığı, soluk kesilmesi, boğulma duyguları hatta göğüste ağrılar ve daralma belirtileri hissedilir.

Nefes nefese kalma, göğüste ağrı ve boğulma hissi

Kaçma savaşma tepkisi esnasında solunum hızında ve derinliğinde artış olur. Harekete hazırlanması nedeniyle dokuların daha fazla oksijene ihtiyacı olduğundan organizmanın savunması açısından bu çok önem taşır. Yalnız bu artmış solunum nedeniyle nefes darlığı, soluk kesilmesi, boğulma duyguları hatta göğüste ağrılar ve daralma belirtileri hissedilir.

Baş dönmesi, görme bulanıklığı, sersemlik, ateş basması

En önemlisi kişi o anda hareket halinde değilse bu artan solunum hızının en önemli yan etkisi beyne giden kan miktarında azalma olmasıdır. Herhangi bir tehlikesi olmayan bu durum sadece az miktarda ve önemsiz bir kan akımı azalmasıyla ortaya çıkmasına rağmen kişiyi rahatsız eden (ama zararı olmayan) baş dönmesi, görme bulanıklığı, sersemlik, ortamdan kopma hissi, ve ateş basması gibi rahatsızlık verici bir takım belirtilere yol açar.

Terleme

Kaçma savaşma tepkisinin ortaya çıkması terlememize sebep olur. Terleme cildi daha kaygan hale getirerek saldırgan tarafından kişinin tutulmasını zor hale getirir. Ayrıca terleme kaçma ve savaşma durumunda vücut ısısını da soğutur.

Görme bulanıklığı ve beyaz lekeler

Sempatik sinir sisteminin harekete geçmesi ile gözbebekleri daha çok ışık alabilmek için büyür. Bu görme bulanıklığına neden olur ve beyaz lekeler görülebilir. 

Ağrı ve gerginlik

Ayrıca,  kaçma ve savaşmaya hazırlanmak için vücudun bir çok kas grubunda kasılma olur bu da genel olarak gerginlik hissedilmesine çeşitli yerlerin ağrımasına ve titremesine yol açar.

Dikkatteki Değişiklikler

Kaçma savaşma tepkisinin bir numaralı etkisi organizmayı olası tehlikelere karşı uyanık hale geçirmektir. Bu nedenle ortamdaki tehlike kaynaklarını fark etmeye dönük ani ve otomatik bir dikkat kayması görülür. Kişi kaygılıyken gündelik işlere odaklanabilmesi zorlaşır. Kaygılı kişiler sıklıkla gündelik işlerine yoğunlaşamadıklarından ve unutkanlık yaşamaktan yakınırlar. Kaygı yaşayan insanlarda bazen açık bir tehdit kaynağı bulunamayabilir.

Kalp Krizi Korkusu – 1

Birçok insan kaçma savaşma tepkisinin/panik halinin ortaya çıkardığı bazı belirtileri kalp krizi geçirdikleri şeklinde yorumlayabilirler. Bunun en önemli nedenlerinden biri kişinin gerçek bir kalp krizinin nasıl olduğunu bilmemesidir.  Kalp hastalıkları ile ilgili gerçekleri ele alarak bunun panik ataktan nasıl farklılaştığını inceleyelim.

Kalp Krizi Korkusu – 2

Kalp hastalıklarının ana belirtisi nefes darlığı ve göğüs ağrısı ve zaman zaman gelen çarpıntılar ve baygınlıktır. Kalp hastalığında ortaya çıkabilen bu belirtiler genellikle doğrudan eforla bağlantılıdır. Yani ne kadar fazla hareket ederseniz belirtiler o kadar fazla çıkar ne kadar az hareket ederseniz o kadar az görülürler. Belirtiler kişinin dinlenmesiyle birlikte azalır ve ortadan kalkar. Bu durum panik ataktan oldukça farklıdır çünkü panik atakta belirtiler genellikle kişi dinlenirken ve yalnızken gelir. 

Kalp Krizi Korkusu – 3

 En önemlisi kalp hastalıklarında elektrokardiyografi (EKG) çekiminde  hemen her zaman değişiklikler gözlemlenirken panik atak sırasında çekilen EKG de görülebilen tek değişiklik kalp atışındaki artıştır. Eğer doktora muayene olup gerekli tetkikleri yaptırdıysanız ve doktorunuz size kalbinizde bir rahatsızlığınız olmadığını söylüyorsa herhangi bir rahatsızlığınızın olmadığından emin olabilirsiniz. Ve bu durum başa çıkmakta zorlandığınız ve günlük hayatınızı sekteye uğratan bir durum haline geldiyse bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Kaynakça

Barlow, David. (2021). Clinical Handbook of Psychological Disorders.

Bhandari, S. (2024). What Happens During a Panic Attack?. WebMD

Türkçapar, Hakan.(2018). Anksiyete ve Panik.

× Bize yazın!