Panik Bozukluk
Ağustos 18, 2024
Psikoterapide Benlik Hikayeleri
Ağustos 19, 2024
Panik Bozukluk
Ağustos 18, 2024
Psikoterapide Benlik Hikayeleri
Ağustos 19, 2024
 
 

Psikoterapi Ekollerinin Tarihsel Süreci

Aron Tim Beck, Kognitif Terapi’nin babası olarak kabul edilir. Kendisi psikanaliz eğitimi almış olan Beck zihinsel süreçler ile çalışmanın ve değişiklik yaratabilmenin daha hızlı ve etkili bir yolunu geliştirme iddiası ile öncelikle depresyon vakalarında farklı bir yöntem ile çalışmaya başlamıştır.

Doktor Psikolog İsmail Barış Salman

depresyon, kabul ve kararlılık terapisi, ACT

Aron Tim Beck, Kognitif Terapi’nin babası olarak kabul edilir. Kendisi psikanaliz eğitimi almış olan Beck zihinsel süreçler ile çalışmanın ve değişiklik yaratabilmenin daha hızlı ve etkili bir yolunu geliştirme iddiası ile öncelikle depresyon vakalarında farklı bir yöntem ile çalışmaya başlamıştır. “Otomatik düşünce” bu çalışmaların en temel kavramlarından birisi olmuştur. Beck sokratik sorgulama tekniğini kullanarak otomatik düşüncelere müdahale edebildiğini ve bu düşünceleri etkileyerek kişilerin davranışlarında değişiklik oluşturabildiğini görmüştür. 

Beck’in Kognitif Terapinin depresyona uygulanışı hakkında yayınladığı kitap ve makalelerden sonra Kognitif Terapi’nin psikoloji literatüründe ana akım terapi ekolü haline gelişi ve uygulama alanının hızla gelişimi neredeyse göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşmiştir. Yapılan çalışmalar ve uygulamalar başlangıçta Kognitif Terapi diye anılan bu yöntemin davranışçı ayağının öneminin fark edilmesi ile birlikte Kognitif ve Davranış Terapileri olarak ifade edilmeye başlamıştır. 

Davranışsal değişiklik olması bir terapi sürecinin olmazsa olmazıdır. Psikanalizin ortaya çıkışıyla paralel olarak davranışçılık akımı da gelişmiştir. Radikal davranışçılar olarak anabileceğimiz bilim insanları zihinsel süreçler ölçülebilir ve gözlemlenebilir değildir diyerek sadece gözlemlenebilen davranışlara odaklanarak psikoterapide ilerleme katedilebileceğini öne sürmüştür. Freud’un psikanalizi geliştirmesi sonrasında kısa süreli psikoterapilerin ortaya çıkışı ve Kognitif Terapi’nin psikoloji camiasında getirdiği ses psikoterapi alanında çalışan uzmanların zihinsel süreçlere eğilmesinin önünü açmıştır.

Neticede Kognitif ve Davranış Terapileri birlikte uygulanmaya başlamış ve artan araştırma ve uygulama ile birlikte insanların yaşayabileceği zihinsel zorlanmaların her çeşidinde kullanılır hale gelmiştir. Bunlar arasında depresyon, kaygı bozukluklukları, obsesif kompulsif bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu, bipolar bozukluk, şizofreni, kişilik bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, disosiyatif bozukluklar ve tanılar dışında kalabilecek tüm insani zorlanmalar bunlar arasında sayılabilir. Çünkü Kognitif ve Davranış Terapileri insanı ve yaşadığı zorlanmaları anlamayı ve ele almayı kolaylaştıran etkili bir yöntem sunmaktadır. Kullanım alanının yaygınlığının yanı sıra Kognitif ve Davranış Terapileri pek çok bu zorlanmaların bir çoğunda diğer terapi yöntemlerine kıyasla daha etkilidir, dahası hala etkililiği hakkında en çok bilimsel kanıt bulunan terapi yöntemidir. 

Elbetteki Kognitif ve Davranış Terapileri psikoloji biliminin ulaştığı son nokta değildir. Psikoterapi teknikleri her geçen gün gelişmekte, daha pratik ve daha etkili hale gelmektedir. Görece yeni gelişen terapi teknikleri arasında bilimsel kanıtlar açısından önde gelen terapi yöntemleri arasında Kabul ve Kararlılık Terapisi, Şema Terapi, Metakognitif Terapi gibi Kognitif Terapiler şemsiyesi altında yer alan terapi ekolleri sayılabilir. 

Psikoterapi Ekollerinin Tarihsel Süreci

Aron Tim Beck, Kognitif Terapi’nin babası olarak kabul edilir. Kendisi psikanaliz eğitimi almış olan Beck zihinsel süreçler ile çalışmanın ve değişiklik yaratabilmenin daha hızlı ve etkili bir yolunu geliştirme iddiası ile öncelikle depresyon vakalarında farklı bir yöntem ile çalışmaya başlamıştır.

Doktor Psikolog İsmail Barış Salman

depresyon, kabul ve kararlılık terapisi, ACT

Aron Tim Beck, Kognitif Terapi’nin babası olarak kabul edilir. Kendisi psikanaliz eğitimi almış olan Beck zihinsel süreçler ile çalışmanın ve değişiklik yaratabilmenin daha hızlı ve etkili bir yolunu geliştirme iddiası ile öncelikle depresyon vakalarında farklı bir yöntem ile çalışmaya başlamıştır. “Otomatik düşünce” bu çalışmaların en temel kavramlarından birisi olmuştur. Beck sokratik sorgulama tekniğini kullanarak otomatik düşüncelere müdahale edebildiğini ve bu düşünceleri etkileyerek kişilerin davranışlarında değişiklik oluşturabildiğini görmüştür. 

Beck’in Kognitif Terapinin depresyona uygulanışı hakkında yayınladığı kitap ve makalelerden sonra Kognitif Terapi’nin psikoloji literatüründe ana akım terapi ekolü haline gelişi ve uygulama alanının hızla gelişimi neredeyse göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşmiştir. Yapılan çalışmalar ve uygulamalar başlangıçta Kognitif Terapi diye anılan bu yöntemin davranışçı ayağının öneminin fark edilmesi ile birlikte Kognitif ve Davranış Terapileri olarak ifade edilmeye başlamıştır. 

Davranışsal değişiklik olması bir terapi sürecinin olmazsa olmazıdır. Psikanalizin ortaya çıkışıyla paralel olarak davranışçılık akımı da gelişmiştir. Radikal davranışçılar olarak anabileceğimiz bilim insanları zihinsel süreçler ölçülebilir ve gözlemlenebilir değildir diyerek sadece gözlemlenebilen davranışlara odaklanarak psikoterapide ilerleme katedilebileceğini öne sürmüştür. Freud’un psikanalizi geliştirmesi sonrasında kısa süreli psikoterapilerin ortaya çıkışı ve Kognitif Terapi’nin psikoloji camiasında getirdiği ses psikoterapi alanında çalışan uzmanların zihinsel süreçlere eğilmesinin önünü açmıştır.

Neticede Kognitif ve Davranış Terapileri birlikte uygulanmaya başlamış ve artan araştırma ve uygulama ile birlikte insanların yaşayabileceği zihinsel zorlanmaların her çeşidinde kullanılır hale gelmiştir. Bunlar arasında depresyon, kaygı bozukluklukları, obsesif kompulsif bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu, bipolar bozukluk, şizofreni, kişilik bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, disosiyatif bozukluklar ve tanılar dışında kalabilecek tüm insani zorlanmalar bunlar arasında sayılabilir. Çünkü Kognitif ve Davranış Terapileri insanı ve yaşadığı zorlanmaları anlamayı ve ele almayı kolaylaştıran etkili bir yöntem sunmaktadır. Kullanım alanının yaygınlığının yanı sıra Kognitif ve Davranış Terapileri pek çok bu zorlanmaların bir çoğunda diğer terapi yöntemlerine kıyasla daha etkilidir, dahası hala etkililiği hakkında en çok bilimsel kanıt bulunan terapi yöntemidir. 

Elbetteki Kognitif ve Davranış Terapileri psikoloji biliminin ulaştığı son nokta değildir. Psikoterapi teknikleri her geçen gün gelişmekte, daha pratik ve daha etkili hale gelmektedir. Görece yeni gelişen terapi teknikleri arasında bilimsel kanıtlar açısından önde gelen terapi yöntemleri arasında Kabul ve Kararlılık Terapisi, Şema Terapi, Metakognitif Terapi gibi Kognitif Terapiler şemsiyesi altında yer alan terapi ekolleri sayılabilir. 

× Bize yazın!